Babacan, “CHP’ye ve Sayın Kılıçdaroğlu’na destek veren basın kuruluşlarından, yorumculardan önemli bir kısım öyle bir söylem içine girdiler ki ‘Siz bu partileri niye yanınıza aldınız? Bunlarla işiniz neydi?’ gibi bir tutum almaya başladılar. Bunu ülkemiz açısından çok zararlı görüyorum. Bir arada olma gayretini hiçe sayıp toplumda derinlerde olan, mahalleler arasındaki duvarların yeniden yükselmesiyle alakalı bir ortam oluşturdular. Bunun ülkemize bir faydası yok. Bu ayrışma toplumumuzda istenen bir ayrışma değil.” diye konuştu.

“Grup kurmayı arzu ederiz ama sahici olmalı”

Saadet Partisi ve Gelecek Partisi haricinde başka hiçbir partiyle TBMM’de grup kurmak için görüşmediklerini açıklayan Babacan, “Grup kurmayı tabii ki arzu ederiz ama bu doğal olmalı. Zorlama olmamalı. Mühendislik eseri gibi görünmemeli. Gerçekçi, sahici olmalı. Kurmazsak da 15 milletvekilimiz grupmuş gibi çalışır. 15 milletvekilimizi 81 ile görevlendirdik. ‘Bu illeri ayda en az 1 defa ziyaret edeceksiniz’ dedik” ifadelerini kullandı.

“Ana senaryo her partinin kendi adaylarıyla girmesi”

Babacan, yerel seçimlerle ilgili bir soru üzerine “Ana senaryo; her partinin kendi adaylarıyla, kendi listesiyle girmesidir. Teşkilatımızdan iş birliği modelleriyle ilgili teklifler gelirse bunları dikkate alacağız” dedi.

“‘Her şeye karşıyız’ demeyeceğiz”

Doğru bir şey yapıldığında takdir edeceklerini belirten Babacan, “Diyelim ki ekonomi tarafında iki arkadaşımızı tanıyoruz, dış politika ve güvenlik tarafında bildiğim, daha önceden hukukumuz olan iki üç insan var. Bu arkadaşlar iyi arkadaşlar, biliyorum. Hükümet açıklandıktan sonra birkaç tanesini aradım, tebrik ettim. ‘Sevindim ama yeter ki sağlam durun, doğruların mücadelesini verin’ dedim. Doğruya ‘doğru’ diyeceğiz. Türkiye’deki klasik muhalefet anlayışı gibi ‘Her şeye karşıyız’ demeyeceğiz.” şeklinde konuştu.

“B planı yapmalıydık”

Babacan, herkesin işaret parmağıyla önce kendisini göstermesi, kendi özeleştirisini yapması gerektiğini dile getirerek, “Hep kazanmaya odaklandık. Altılı masada birkaç kere ‘Ya kaybedersek diye kararlar alırsak doğru olmaz’ dedim. Belki de B planı yapmalıydık. Kaybetmeye hiç hazırlanmadık.” diye konuştu.

“Enflasyonun tek haneye düştüğünü rüyasında bile göremez”

Enflasyonun artacağını söyleyen Babacan, “Artmak zorunda. Mukadder bu. Çünkü Merkez Bankası para basmak zorunda. Şu andaki politikalarla Sayın Erdoğan, enflasyonun tek haneye düştüğünü rüyasında bile göremez.” dedi.

“Mesele faizin nerede olduğu değil, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı”

Babacan, Merkez Bankası’nın sadece vatandaşın cebindeki parayı korumakla yükümle olduğunu ifade ederek, “Mesele, faizin nerede olduğu değil. Mesele, Merkez Bankası’nın bağımsız olması. Çünkü bugün Erdoğan 15’e onay verir, 15 yaparlar. Mesela Sayın Erdoğan’ın onayını almadan Merkez Bankası’nın karar alamaması.” şeklinde konuştu.

“F-35 iddiasından vazgeçmemiz çok büyük bir hata”

F-35 projesine 1 milyar 450 milyar dolar harcandığının altını çizen Babacan, şunları kaydetti:

“Uçağın sahip olma belgesini aldık ama uçakları alamadık. Şimdi F-16’yı ona saydırmaya çalışıyorlar. Bizim F-35 iddiasından vazgeçmemiz çok büyük bir hata. Niye F-16’ya düşüyorsun? F-16, benim çocukluğumda Ankara’da üretilen bir uçak. Aynı Kur Korumalı Mevduat gibi bandı 40 sene önceye sarıyor. F-35’le ilgili teknik sorunlar da var tabii ama madem F-16’dan sonraki aşama bu, biz işin içinde olalım.”

“NATO’nun genişlemesini destekliyoruz”

Babacan, NATO’nun açık kapı politikasını ve genişlemesini desteklediklerine değinerek, “Türkiye olarak hem Baltık hem Doğu Avrupa ülkelerinin NATO’ya üye olmasına hep destek verdik, öncü rol oynadık. Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde de Baltık ve Doğu Avrupa ülkeleri Türkiye’ye hep güçlü destek verdi.” diye konuştu.