En heyecanlı yerine geldik. Biz bu filmi yaparken klasik ama gerçekten bir aile duygusuyla çok eğlenerek, inanarak, birbirine her anlamda destek olan bir ekiple bugüne geldik." dedi.

Yönetmen Deniz Enyüksek, Sorak'ın kendisine yönetmenlik teklif etmesinin çok kıymetli olduğunu ifade ederek, "Bunu hayata geçirmek için elimden gelen her şeyi yapmaya çalıştım ve çok güzel bir süreç geçirdik birlikte. Harika bir ekiple çalıştık. Herkes elinden gelenin en iyisini yaptı. Bir ay gibi çok kısa sürede hazırlandık.. Bir anda ülkeler, şehirler değiştirip çok hazırlanması normalde çok daha uzun sürecek bir işi iki ayda bitirdik. Hazırlık, çekim ve Paris dahil olmak üzere ben filmden çok razıyım. Çok içime sindi. Umarım sizler de çok seveceksiniz. Bu film sadece bu kitabın okuyucuları için değil, aynı zamanda benzer hisleri yaşayan o yaştaki kitleyi ve kitabı hiç bilmeyenlerin de kendinden bir şeyler bulabileceği bir film olduğunu düşünüyorum" dedi.

Beyza Alkoç ise, kendisinin küçük yaşlardayken, ailesiyle yaşadığım evin bir odasında, bilgisayar başında yazmamla başladı bu serüvenin önce kitap olduğunu, yıllar sonra beyaz perdede film olarak izleneceğini söyledi. "Ben şahsen her süreçte çok içime sinerek çalıştım tüm ekiple" diyen Alkoç, kitabın okurlarına da seslendi.

Alkoç, "Kitapta yaşadığınız duyguları filme vermek için gerçekten çok çalıştık. Öncelikle senaryo üzerinde çok uzun çalıştık, günlerce toplantılar yaptık ki istediklerinizi size verebilelim. Aynı zamanda kitabı okumamış seyircilerimize de ulaştırabilmek ve onlara da hitap edebilmek için aynı şekilde çok çalıştık. Bence ortaya çok güzel, çok masum ve çok naif bir aşk hikayesi çıktı. Uzun zamandır da bu kadar güzel bir aşk hikayesi izlediğimi şahsen hatırlamıyorum ki filmin son halini izlememiş olmama rağmen söylüyorum bunu. Seveceğinize eminim. Şimdiden iyi seyirler diliyorum. Kitabı daha önce okumuş olan kitapseverler, filmde 3391 Kilometre'yi şimdi yazsaydım nasıl olurdu sorusunun cevabını da bulacaklar" diye konuştu.